Mezitli Mutlu Son

Mezitli Mutlu Son

“Şimdi söyle bakalım, asıl tutarsız kabahatlamalar icra eden kim? Minimum hepimiz kadar sen de biliyorsun ki benMezitli Mutlu Son  Miranda’yı çok severim ve onun mutluluğundan başka bir şey istemem. Dahası, o çok güzel değil, yeteneksiz ve de -” “Ooo lütfen, Tanrı aşkına-Mezitli Mutlu Son “Turner kız kardeşinin önünde küfür etmemek için birden ağzını kapadı. “Onu hafife alıyorsun, ” diyerek toparladı. Niçin insanlar Miranda’yı bir zaman olduğu haliyle sırık şeklinde bir kız olarak görmekte ısrar ediyordu.

Olivia gibi, sosyetenin mevcut güzellik standartlarına uymayabilirdi fakat onda daha derin, daha ilginç bir şeyler vardı. İnsan ona bakmış olduğunda gözlerinin gerisinde daha fazlasının bulunduğunu anlayabilirdi. Gülümsediğinde yapmacık olmuyordu, alaycı olmuyordu – aslına bakarsak bazen birazcık alaycı da olsa, bu hoş görülebilirdi çünkü onunla aynı komiklik anlayışına sahipti. Sürem için Londra’ya kapandıkları bu sıralarda biroldukça alay konusu vakayla karşılaşıp duruyorlardı.

Mezitli Mutlu Son

“Winston onun için muhteşem bir eş olurdu, ” diye sözlerini sürdürdü Olivia heyecanla. “Mezitli Mutlu Son Ve o da- ” durdu, yutkundu ve elleriyle ağzını kapadı. “Eee, ne oldu şimdi?” dedi Turner. “Burada mevzu Miranda değil, öyle mi? Mevzu Winston. Miranda’nın ona uygun bulunduğunu düşünmüyorsun.” “Hayır, ” dedi, tuhaf ve birazcık içerlemiş bir sesle. “Hayır, ” dedi tekrar, bu kez sesini daha dikkatle tartmaya çalışarak. “niçin gerçeği görmek istemiyorsun? Onlar evlenmek için çok küçükler. Özellikle de Winston.” Olivia birden alındı.

“Bu doğru değil, hepimiz – ” “O çok minik, ” diye kestirip attı Turner. “Ve bir erkeğin niçin çok minik yaşta evlenmemesi gerektiğini anlaman için bu odanın içine bakman kafi olacaktır.” Olivia Turner’ın ne kastettiğini derhal anlayamadı. Fakat sonrasında anlayıp birden yüzünde bir acı ifadesi belirdiğini an be an izledi. Turner, kendisine acınmasından nefret ediyordu. “Özür dilerim, ” dedi birden Olivia – bu iki sözcük onu daha da sinirlendirdi. Olivia tekrarladı, “Özür dilerim.” Ve sonrasında koşarak odadan çıkıp gitti.

Miranda birkaç dakikadır gül salonunda bekliyordu, bir hizmetçi geldi ve, “Özür dilerim, kadın, fakat Leydi Olivia size gelmeyeceğini söylememi istedi.” Miranda incelemekte olduğu bibloyu yerine koydu ve hayretle hizmetçiye baktı. “Rahatsız mı?” Hizmetçi tereddüt etti.